Boşanma Avukatı Seyit Halil Yüzgeç, Yargıtay’ın son verdiği kararla boşanma olaylarında emsal bir karara hükmettiğini söyledi. Yüzgeç, Yargıtay’ın boşanma olaylarında, ailesinin evliliğine aşırı müdahalesini engellemeyen eşi ağır kusurlu görerek tazminat ödemesine hükmettiğini söyledi.
Ailelerin aşırı korumacı tavırları çoğu evliliğin hüsranla sonuçlanmasına neden olabiliyor. Bir çift, ailelerinin evliliklerine müdahalesi sonrası şiddetli geçimsizlik yaşadıkları gerekçesiyle boşanmak için mahkemeye başvurdu. Mahkeme ise, davalı erkeğin ailesi ile eşi arasındaki dengeyi kuramadığı, eşini koruyamadığı, davalı kadının ise başkalarının yanında eşine hakaret ettiği, sinirli ve agresif tavırlar takındığı ve kıskanç tavırlar takındığına vurgu yaptı. Olayda kadının ağır, erkeğin ise daha az kusurluğu olduğuna hükmederek kadının davasını reddederken, erkeğin davasını ise kabul etti. Bunun üzerine kadın davayı temyiz etti.
Kararı ele alan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kadının ailesinin yanında eşine küçük düşürücü sözler söylemesinin kusur olarak yüklenemeyeceğini belirtti. Bunun yanında erkeğin ilk kararda ‘ailesinin evliliğe aşırı müdahalesi olayı’ da kesinleştiğinden bu olayın kusur olmaktan çıkarılmayacağına hükmetti. Dolayısıyla her iki tarafından birbirlerine göre daha kusurlu olma durumlarının doğru olmadığı belirtilerek karar bozuldu. Buna ek olarak boşanmada erkeğin davranışlarının ağır kusurlu olduğu ve bu davranışların da kadının kişilik haklarına saldırı şeklinde olduğu belirtildi.
Kadının boşanma ile birlikte eşinin madde desteğinden yoksun kalacağının belirtildiği kararda, TMK 174/1-2’nin kadın yararına olduğu savunulan kararda, boşanmalarda kusurun ağırlığı, her iki tarafın sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına maddi ve manevi tazminat kararına hükmedilmesi gerektiği, bu olayda ise hatalı kusur belirlenmesi doğrultusunda kadının maddi-manevi tazminat talepleri reddedildiği için kararın oy birliği ile bozulmasına karar verildiği belirtildi.