Aile Hukuku Avukatı Seyit Halil Yüzgeç, çocuklarla kişisel ilişki kurulmasına dair Avrupa Sözleşmesi ve sınır ötesi kişisel ilişki konularını sizler için kaleme aldı.
Avrupa Konseyi Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi, kişisel ilişkilerdeki genel ilkeler, ilişkinin düzgün kullanılması ve bu ilişki sonucunda çocuğun geri dönmesi noktasındaki koruma tedbirleri ve garantilerin tespiti, adli, merkezi ve diğer kurumlar arasında çocuk ile ana-babalarının, çocuklarla aile bağları bulunan diğer kişiler arasındaki ilişkiyi ilerletmeyi ve geliştirmeyi amaçlayan uluslararası sözleşmedir. Sözleşmenin amacı, kişisel ilişki kararlarının sağlıklı bir şekilde icrasıdır.
Sözleşmeye göre ‘kişisel ilişki kararı’ ; yetkili adli makamın onayladığı veya resmi olarak düzenlenmiş veya asıl belge olarak kaydedilmiş, kişisel ilişki kurulması hakkındaki anlaşma da dahil olmak üzere bu ilişki hakkındaki adli makam kararıdır. Bu noktada ilgili sözleşme ve uluslararası işbirliğinden faydalanabilmek için elde icra edilebilir bir mahkeme kararına ihtiyaç vardır. Sözleşmedeki kişisel ilişki, sadece müşterek çocuk ile anne-baba arasındaki kişisel ilişki değildir. Çocuğun yararına olan anne-baba dışındaki, aile bağları bulunan ve üstün yararı bulunacak kişilerle arasındaki kişisel ilişki de sözleşme kapsamındadır. Bu kişilerin kimler olacağı ise taraf devletlerinin iç hukukuna göre belirlenir.
Kişisel ilişki kararına ait tedbir ve garantiler ise iki başlıkta toplanarak çocuğun üstün yararının sağlanması amaçlanmıştır. Düzenlemenin bir kısmı kişisel ilişki kararının yerine getirilmesi noktasındaki güvence ve garantileri içerirken, diğer kısmı ise kişisel ilişkinin sonlanması halinde çocuğun iadesi ve haksız bir şekilde yer değiştirmesinin önüne geçmeye yöneliktir. Bu noktada bir taraf devletin verdiği tedbir ve garantilerin, diğer taraf devlette de uygulanabilir olduğu kadar uygulanmasını düzenler ve sözleşmenin uygulanması için de taraf devletlerde merkezi bir makam belirlenecektir. Bu makam, taraf devletler arasındaki bilgi akışını sağlamak, çocuğun nerede olduğunu bulmak için gereken önlemleri almak, taraf devletler arasındaki taleplerin iletilmesi, uygulama noktasındaki güçlüklerin birbirlerine bildirilmesi, sözleşmenin uygulanmasının önündeki engelleri ortadan kaldırmak gibi hak ve yükümlülüklerle yetkilendirilmiştir.
Taraf devletlerden biri diğerinin kararının tanınması, tenfizi veya her ikisi noktasında karşılıklı mevcudiyetin şartına veya anlaşmaya bağlı tutuyorsa, kişisel ilişki sözleşmesi her ikisi için de yasal bir dayanak olarak kabul edilebilir. Bu noktada, yabancı mahkeme kararı hiçbir koşulda esastan incelenemez.
Kişisel ilişkinin kurulmasını kolaylaştırmak için ise taraf devletler kararın şartlarını ve karara ekli koruma tedbirleri ve garantileri tespit edebilir veya uyarlayabilirler. Ancak kararı esastan inceleyemezler. Bu düzenleme ile amaç, kararının hızı ve uygulanabilirliğini artırmaktır.
Sözleşmedeki bir diğer amaçlardan biri de kişisel ilişkinin sona ermesinden sonra sürecin tanzimidir. Bu noktada velayet hakkı doğrultusunda müşterek çocuğu sahibine teslimini sağlamak için yapılan düzenlemeler gereği; kişisel ilişki kararı doğrultusunda sınır ötesi süresinin dolması sonunda çocuğun iade edilmemesi durumunda, talep üzerine yetkili makamlar devreye girer, uluslararası belgeler ve iç hukuk doğrultusunda kişisel ilişki kararının öngördüğü koruma tedbirleri ve garantilerini uygulayarak çocuğun iadesini sağlarlar. Lahey Sözleşmesi’ndeki ‘Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Vecheleri’ doğrultusunda çocuğun iadesi hakkındaki karar, başvuru tarihinden itibaren altı hafta içerisinde verilmelidir.